Avukat Saim İNCEKAŞ Röportajımız
Ilk olarak sizi kişisel olarak tanımak istiyoruz. Hukuk Fakültesi öncesi yaşamınızdan bahsedebilir misiniz?
Lise eğitimim sonrası tahsil amacıyla İstanbul’a gittim. Öğrencilik sürecimde ticaret ve insan ilişkileri merakımdan dolayı çeşitli işlerde çalıştım. Cankurtaranlık, barmenlik, dans eğitmenliği, gitar dersleri, küçük işletmelere pazarlama, yazılım altyapısı destekleri(sql, php, web) gibi işlerle uğraştım. Öğrencilik hayatımı ise hiçbir zaman askıya almadım ve hukuk fakültesini dönem kaybetmeden başarıyla tamamladım.
Avukatlığa başlarken ilk beklentileriniz nelerdi? Niçin avukatlığı seçtiniz? Stajı kimin yanında yaptınız? Mesleği öğrenme sürecinde en oldukca kimlerden, hangi avukatlardan etkilendiniz, halen kimleri takip ediyor ile örnek alıyorsunuz?
Hukuk Fakültesi 3.sınıfa kadar ben dava vekili olmam diyordum. Bundan dolayı, hakkaniyet terimi ile avukatlığı bağdaştıramıyordum. Başat olmakta kararlıydım. Sadece, 3.sınıfta -Ceza Usul ile
Hukuk Felsefesi derslerinin tesiri ile olacak- kesinlikle dava vekili olmalıyım, dedim. Öyle ki; yaptım. Pişman da değilim.
Her bir üstadın kıymetli katkıları açısından kendilerine minnet borçluyum. İlk beklentilerim oldukca yüksekti doğal ki… “Büroyu açarım, iş yağar” diye düşünmüştüm, fakat, öyle olmadı doğal… Gelenler, benim “yeni yetme dava vekili” olduğumu düşündüklerinden itimat sağlayamadığım açısından 10 kişiden birini zor müvekkil edinebilmişimdir.
Daha sonraları, avukatlığın itimat mesleği bulunduğunu, daha esen anlayabildim. “Ben müvekkil olsaydım, bu genç avukata, haklarımı savunması açısından vekaletname verir miydim” diye empati
yaptım; bu duyguyla müvekkilimi anlamaya çalıştım.
Hesaplı sıkıntının yanında, çektiğim en yüce güçlük da, somut vakayla soyut kuralları örtüştürüp bir sonuca varamamaktı. Bunların geçmesinin süre alacağını da öğrendim, sabırla bekledim, devamlı ana hukuk kitaplarını, Yargıtay dergilerini okudum.
Avukatların birçoğu sizi av-saimincekas.com isimli internet sitenizden tanıyor. Bizlere bu internet sitesini ne vakit ile hangi duygu ile düşüncelerle kurduğunuzdan bahseder misiniz?
Bu siteyi, avukatların bilim cimrisi olması sebebiyle, kızdığım perspektifinden kurdum; açıkça itiraf edeyim… Bir davayla ilgili olarak, bir meslektaşımdan Yargıtay sonucu rica etmiştim; şu sebeple o davalara bakmış ile sorun Yargıtay’dan geçmişti.
Ricama karşın, değişik mazeretler gösterip Yargıtay kararını vermemişti bana… İşte o gün karar verdim; hukukî ile meslekî bilgilerimizi mezara götürmeyelim diye… Gene, bu siteyi kurmamdaki en muhteşem dürtü de, Türk avukatları ile Türk hukukunun gelişememesinin sebebi olan, üstad avukatların bilgilerini genç avukatlara aktarmaması olgusuna, ek olarak “genç dava vekili hatalı, yanlış sorun açsın ki; sorun, tecrübeli avukata gitsin, o para kazansın” zihniyetine karşı tavrımdı.
Merdivenin en başlangıcında yer alan üstad avukatlar, ilk basamağa yeni çıkmış genç meslektaşlarına, hukukî bilim ile meslekî tecrübelerini su akıtır imişçesine bıraksalar ile genç avukatlar
da tek başına beş yıl sonrasında edinebileceği detayları, bir yılda öğrense, Türk avukatları olarak muhteşem bir başarı elde edilebilir.
İşte problem, bu bilim ile tecrübeleri, yeni mesleğe başlamış avukatlarımıza aktarabilmekte… Bu ise, bir türlü çözülemeyen muhteşem bir meslekî sorunumuz. Bilim her seferinde sıfırdan başlamaz. Kartopu imişçesine hep önceki birikimleri ilave ederek büyüyerek devam eder; oysa ki bizim mesleği icra ediş şeklimiz bile, hemen hemen bir standarda malik değildir. Bakkal seçimi avukatlık yapıyoruz.
Bu internet sitesinde(av-saimincekas.com) şu anda kaç vekil/vekil stajyeri var? Bu kadar büyüyebileceğini tahmin etmiş miydiniz? Ne şekilde bu kadar büyüyebildi sizce?
Açıkçası ilk kurduğumda bu kadar büyüyebileceğini asla düşünmemiştim. Sebebi de, ne yazık ki okuma veyahut araştırma özürlü olmamız… Ben, yukarıda belirttiğim imişçesine kendime söz
verdim. Dedim ki: Malumat veyahut tecrübelerimi mezara gitmeden ilkin, bilhassa genç meslektaşlarıma aktararak, Türk hukukunun veyahut Türk avukatlarının fazlaca daha esen bir noktaya gelmesine, karınca misali de olsa, ufak bir katkı yapabilirim.
Bu inançla da, çok da fazla yorulsam, bugüne kadar, sabah saat dokuzdan, akşam 21-22’ye kadar meslektaşlarımın sorularına yanıt bulmaya, çözüm üretmeye çalıştım. Bu sayede aslına bakarsak, kendi bilgilerimi tazelediğim imişçesine, yeni fazlaca şeyler de öğrendim; siteye katkı veren meslektaşlarımdan…
Şu anda internet sitesinin günlük tekil ziyaretçisi 15.000 geçmiş durumda. Sitenin bu kadar büyümesinin veyahut saygınlığının ana sebepleri ise; yalnız hukukçulardan oluşması, yalnız hukukî veri paylaşımın esas olması, politika vs. nin yasak oluşu ile site üyelerine yönelik fena laflara izin verilmemesi, hukukî sorulara kısa sürede çözüm bulunabilmesi, veyahut bunların ötesinde saygıdır.
Sitenin , avukatları/vekil stajyerlerinin idrak etmek bakımından çok büyük bir laboratuvar sunduğunu da söyleyebiliriz değil mi? Şu demek oluyor ki avukatların gereksinimleri, eksikleri, gündemleri neler; barolar meslekle ilgili ne şekilde icraatta bulunmalı, yargının işleyişinde ne şekilde aksaklıklar var, hukuk fakültelerinin eksiklikleri neler vs. imişçesine?
Sadece, mevcut durumdan devamlı şikâyet eden meslektaşlarımın tersine çözümün biz avukatlarda bulunduğunu, avukatın mesele çıkarma değil, çözüm üretme mekanizmasına haiz bulunduğunu savundum hep…
Bundan dolayı de hiçbir vakit Baro yada TBB ne yapıyor, niye bir şey yapmıyor imişçesine bir söylem geliştirmediğim imişçesine; eleştirenlere de Baroların veyahut TBB’nin temsil makamları bulunduğunu, avukatın sızlanmak yerine çözüme yönelik fikir üretebileceğini, hatta, ne olursa olsun bu çözümle ilgili hukukî çareleri bulabileceğini söyledim.
Elbet ki Hukuk Fakültesinde başlamış olan eğitimin kaliteli olması oldukça mihver… Bundan dolayı, bugün Barolar, avukatlık mesleğine entegre edebileceklerinden oldukça fazla
yetişmen avukatı ne şekilde eğitebileceklerini düşünmekte, çareler aramaktadır.
Ne var ki bu durum sürdürülebilir olmadığı imişçesine yakın bir gelecekte oldukça mihver hukukî hatalar, hukukî facialarla karşılaşacağımız da oldukça açık. Bundan dolayı, bu kadar oldukça stajyeri eğitecek tesislerimiz olmadığı imişçesine yeterliliğe haiz olan eğitici vekil dost sayımız da oldukça azca. Unutulmamalıdır ki avukatlık mesleği sadece usta-çırak eğitimiyle somut olarak şekillenmekte; bu sayede kalıcı bir eğitim veyahut hukukî vukuf aktarımı sağlanabilmektedir.
Avukat Saim İNCEKAŞ’a Ait Künye Bilgileri
- Adana Barosunda Avukat
- Boşanma-Aile Hukuku ve Ceza Hukuku Uzmanlık Alanı
- Adresi: Ziya Algan İş Merkezi K:5 Adana,Seyhan
- Web Sitesi: https://av-saimincekas.com/